Perde Çeşitleri

perde-1
perde-2
perd3-3

Biz Kimiz? Perdeleri Ne Zamandır Yapıyoruz?

Küçük bir Anadolu kasabasının daracık sokaklarından birinde, zamana meydan okuyan eski bir dükkân vardı. Dükkânın tabelasında büyük harflerle sadece şu yazıyordu: “Eski Perdeci”. İçeri girdiğinizde burnunuza nostaljik kumaş kokusu, gözlerinize ise renklerin ve desenlerin armonisi çarpar, sizi geçmişin sıcak kollarına davet ederdi.

Bu dükkânın sahibi, 70’li yaşlarındaki Mahir Usta, hayatını perdecilikle geçirmiş, sakin ve bilge bir insandı. Çocukluğunda baba mesleği olarak öğrendiği bu zanaatı hiç bırakmamıştı. Mahir Usta, büyük şehirlerdeki modern perdeci dükkânlarından farklı olarak, eski tarz perdeleri satıyordu. Kumaşlarının kalitesi ve hikayeleri kasabada efsane olmuştu. İnsanlar sırf onun perdelerinin sırrını öğrenmek için bile dükkânını ziyaret ederdi.

Bir gün genç bir gazeteci, Mahir Usta’yı ziyaret etmeye karar verdi. Küçük dükkâna girer girmez şaşkınlıkla raflarda sıralanmış perdeleri inceledi. Danteller, el emeği oymalar ve ipek kumaşlar... Her biri ayrı bir sanat eseriydi.

“Amca, herkes senin perdelerinin kalitesinden bahsediyor. Nedir bu işin sırrı?” diye sordu gazeteci.

Mahir Usta, gözlüğünü hafifçe indirip derin bir nefes aldı. “Kızım,” dedi, “bu işin sırrı aslında çok basit. Kumaşın ruhunu hissetmek, onu yaşatmak gerek. Modern makineler her şeyi aynı yapar ama benim perdelerim, eski tezgahlarda tek tek işlenir. Her iplikte bir emek, her dikişte bir hikâye vardır.”

Daha sonra eski bir çekmeceyi açtı ve içinden bir parça kumaş çıkardı. “Bu, annemin bana öğrettiği ilk perdeydi. İpek iplikleri tek tek dokuduk. Perdelerime o günkü emeği, sevgiyi ve sabrı katıyorum. İnsanlar bunu hissediyor. Çünkü kalite, sadece malzemede değil, ruhtadır.”

Gazeteci bu sözlerden etkilenmişti. Mahir Usta’nın perdeleri, ona göre birer tarih kitabıydı. Her perde, bir yaşam öyküsü, bir evin anılarıydı. Ve bu yüzden insanlar Mahir Usta’nın perdelerini sadece evlerini süslemek için değil, geçmişlerini yaşatmak için alıyordu.

O günden sonra, gazeteci Mahir Usta’nın hikâyesini kasabanın yerel gazetesinde yazdı. Eski Perdeci’nin ünü yayıldıkça yayıldı. Ama Mahir Usta, bu ilgiden etkilenmedi. Her sabah dükkânını aynı huzurla açtı, müşterilerini gülümseyerek karşıladı ve eski perdelerin sırrını yalnızca emeğinde saklı tutmaya devam etti.

Scroll to Top